
Bir sevdimi sevgisi umman olur da taşar
sevmedimi gözyaşını kadehinde içer
değil ki sevgini , dünyaları versen istemez
kibritkutusunda yaşar da dünyaları beğenmez
AŞK İKİLEMİ serisinin ilk kısafilmi olan KADINA GÖRE AŞK kimi zaman acımasızca kimi zaman muzip bir üslupla kadınların aşka bakışını hedef tutmakta...
Yönetmen : Fatih Zora-Ayşegül Kaygusuz
Oyuncular : Necla Özay-Cüneyt Gergin-Sefa Hançer
Senaryo-Kurgu : Fatih Zora
Süre : 03.25
Müzikler : Eleftheria Arvanitaki
DVD Extra : Kamera Arkası ve Seçilmiş Müzikler (05.58)
Velga Film 2008
29 Kasım 2008 Cumartesi
Aşk İkilemi - Kadına Göre Aşk
Müzikler Azam Ali'den Olsun
Her kısa film çeken yönetmen adayının veya bu sektöre ucundan bulaşan kimsenin amacı büyüyünce "uzunmetraj film yönetmeni" olabilmektir . Talih kuşu uğurlu nimetini ola ki karavana atmayıp başıma denk getirise ; senaryom hazır ki müzikler konusunda çalışacağım ismi bile şimdiden belirledim .
İran kökeli olup Acem'in bütün güzelliğini almış , Hindistanda büyümeyle Nirvana'ya ulaşmış , Amerika'yı da görerek tüm bilgilerini elektronikle birleştirmiş , bunları yaparken özünü koruyup "şahsına münasır" olarak kalabilmiş Azam Ali . Beli hizasında made
n siyahı kıvır kıvır saçlara ve bağrından ayak bileği hizasına kadar Şimal-i Şeb'e bürünmüş Azam Ali . Bizans , Ortadoğu , Arap ezgilerini bizzati kendi üslubunda yoğurmuş Azam Ali . Gözlerinizi kapattığınızda lisede yaşadığınız aptalca aşkları değil Prometheus'un ateşi çalıp kalplere yerleştirişini Zin'in Mem'ine söylediği sözlerle görüp duyabilimenize sebep oluyor Azam Ali . Üstelik Azam ezgilerini dinlediğinizde Kaukasos dağına zincirlenip karaciğerinizin kartallar tarafından kemirilmesini hakiki aşktan ayrı-gayrı durmanın acısına yeğleyebiliyorsunuz !
Elini size doğru uzattıp kader çizginizi avuçları arasına aldığında ise bulunduğunuz lanet günden ani dakikada sizi uzaklaşıp 3500 yıl öncesine ulaştırıyor ve Spenta Mainyu ile İblis arasındaki mücadelede Avesta'yı bizzat görüp Ahura Mazda'yı bulmanızı sağlıyor Azam Ali . Loreenna McKennitt'in "Santiago"su , Grup Bond'un "Fuego"su , Bin Jip(Boş ev) filminin melodisi Natacha Atlas’ın "Gafsa"sı , Kitaro'nun "Rising Sun"ı kadar mistik şarklara imza atıyor Azam Ali...
Şarkılarının her notası sanki AHUNA-VAIRYA , AŞEM VOHU ve YENGHE HATAM'ın kutsal esgileri... Kanatlanmadan , Badesiz ve Bengilikten uzak bir uçmayı sunuyor hem de bulutların hatta Sedna'nın ve Ra'nın ötesinde bir yere götürüyor Sagittarius'u görgemli şölenlerden de görkemli Süpernovaları , Nebulaları ve Gökadaları göstere göstere...
Hele ki sahne performansı , sahne duruşu.... Matta İncilinin 26:26-28'inde , Yuhanna İncilinin 32. ayetinde ve-veya Yusuf Suresi 36. Ayetinde geçen "Challah"ı oluşturan başağın Seher yelinde sallanması gibi salınımlardan , arada bir de öpülmeye kıyılmaz sol elini yerçekimine meydan okuyan senkronla Maşruktan Mağrip'e yönlendirmesinden ibaret ! Azam Ali sahnedeyken Tibet çalgıları , Ud , Çello, Elektro Saz, Carmen Rizzo, Loga Romin Torkian ve diğer grup üyeleri Sisam'lı tarikat lideri Pythagoras'ın tapınacağı türden melodiler yaratıyorlarlar...
Daha önce Matrix Revolutions (2003) ,Children Of Dune (2003) ,Earthsea (2004) ,Dawn Of The Dead (2004) ,The Nativity Story (2006) ,300 (2007) gibi filmlerin de soundtrack'lerini yapmış Azam Ali ile birlikte çalışacağım günlerin gelmesini bedenimden büyük şevkle arzuluyor ve istiyorum . Dilerim ki o günler nasip olur bana...
Ayrıca onun hakkında bilgi edinmek isteyenler Aşık Dertli'nin yazıp Sebahat Akkiraz'ın söylediği "Beni Beni" türküsünün üstelik de "Türkçe" yorumunu dinleyebilirler....
Sürüsüne Bereket Senaryo ( Üstelik Ücretsiz-Kuponsuz-Bedava )
Her konuda "İş" erbabı orta yaşlı bir adamın yatağa atmayı başardığı genç kıza kavuşamaması Taş plaktan dökülen şarkılarla bağdaşınca "Issız Adam" olur ve milyon seyirci gözyaşlarıyla izler . Halk kahramanımızın "Recep İvedik" olduğu ve "konuşma leyn"in slogan haline geldiği düşünülürse bu gerçekten iyi bir senaryo !!
Acımasızca eleştirmek değil niyetim . Ne haddime . Emek harcanmış ve başarı kazanmış yapımlar bunlar . Ancak "Türkleri ya ağlatacaksın yada güldüreceksin" taktiği yerine "daha güzel senaryolar var" demekteyim . Tabii ki birazcık gözlerimizi açabilirsek ... Onların hikayeleri kesinlikle anlatılmaya değer . İşte o isimler , biyografileri ve bedava senaryolar :
Nazım Hikmet ve Maksim Gorki okuduğu için 5 yıl hapis yatsa da, hamallık ve amelelik yapsa da adına 1972'den beri adına yarışmalar düzenlenen, adına müzesi açılan, 27'si roman 19'u öykü kitabı "51 başyapıt" bırakan ORHAN KEMAL(Mehmet Raşit Öğütçü)'imiz var bizim... Bir de Adana'da pirinç tarlalarında su bekçiliği, arzuhalcilik, öğretmenlik, kütüphane memurluğu gibi işlerde çalışsa da 74'de "Madaralı roman" , Fransa'da 77'de "yılın en iyi edebiyat romancısı" , 82'de "Del Duca" ödüllleri gibi birçok ödül almış ve 84'de Fransa' nın "Légion D'Honneur nişanını" almaya hak kazanmış , en son "Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük ödülü" ile onure edilmiş olsa da Çukurova'yı anlatmaktan usanmamış bir YAŞAR KEMAL'imiz... Milli edebiyatımızın en önemli sesi ve "Kaşağı"sıyla hafızalarımızda yer etse de mezarı üzerine araba garajjı yapılacağı ve yol geçeceği sebebiyle vefatından 39 yıl sonra mezarı açılan ÖMER SEYFETTİN'i unutmamak gerekir . Kendisi Türk olmasa da bereketli İzmir'imizde doğan ozan HOMEROS, Milet doğumlu THALES, gözleri Kütahya'da kör edilen ROMEN DİYOJEN de es geçilmemesi gereken hikayelere sahipler...
12 yaşındayken şiire başlayan, 17 yaşındayken şiirleri Milli Eğitim Bakanlığı kitaplarında okutulan , CHP'ye ve İsmet İnönü'ye muhalefet ettiği için yüzlerce yıl hapsi istenen, nice ödüller alan, Atatürk'ün manevi şahsına hakaret ettiği gerekçesiyle hüküm giydikten sadece iki sene sonra vefat eden "şiirlerin sultanı" veya "şair Mozart"ımız NECİP FAZIL KISAKÜREK"'in hikayesi de senaryoyu aratmayacaktır...
Tarih'e kısa bir giriş yapmışken köy köy Anadoluda ve Almanya'da kılıktan kılığa girip İttihat ve Terakki için çalışan , CHP'nin "6 ok"unun asıl mimarlarından olsa da hakkında üç defa idam cezasına çarptırılıp sonunda kaçamayan DOKTOR NAZIM'dan , Jön Türklerle çalışsa da İsviçre de ölen PRENS SELAHATTİN'den, iyisiyle kötüsüyle ENVER PAŞA'dan , birçok dönemde bakanlık yapsa da Almansever olup "İmralı"yı tasarlayan ve ünlü dergi TİME'a kapak olan Fenerbahçe Spor Klübünün 16 yıllık başkanı İttihatçı ŞÜKRÜ SARAÇOĞLU'ndan veya RAFET BELE, ALİ FUAT CEBESOY, RAUF ORBAY, ADNAN ADIVAR , AYICI ARİF BEY ve KAZIM KARABEKİR gibi Kurtuluş Savaşının önde gelenlerinden olsa da "İzmir Suikasti"nde adı karıştığı günden beri hep "öte"lenen isimleri anlatamamanızı ve sinemaya yansıtamamanızı anlıyorum (!) . FİKRİYE VE LATİFE HANIM'ların da özel sebeplerden dolayı hikayeleri ne yazık ki "tarafsızca ve gerçekçe" anlatılamaz ! Ancak Cumhuriyetin ikinci partisini kursa da "şeriatçılık" gerkçesiyle kapatılan ve "çok da ötelenmeyen" FETHİ OKYAR'dan , MİNBER GAZETESİ'nden , HÜSREF GEREDE'den ve HALİDE EDİP ADIVAR'dan senaryolarınızda bahsetmenizde şimdilik bir sakınca yoktur . 
CENGİZ HAN filmini Moğollar'a , SELAHATTİN EYYÜBİ filmini avrupalılara kaptırdık ama Selvi Boylum Al Yazmalım gibi birçok romanı yazan Kırgız CENGİZ AYTMATOV'u kaptırmayalım bari .... TRUVA hikayesini de brokratik engeller koyarak Türkiye'de çekilmemesini başardık(!) ama Anadolunun her eserinin altında altın dolu küpler gibi senaryolar gizli... Mesela Şanlıurfa-Balıklıgöl , Kütahya-Zafertepe, Eskişehir-Sivrihisar, Ağrı-Doğubeyazıt ve daha niceleri.... Onları çekelim bari...
Görme yeteneğini kaybetse de birçok esere imza atan ; ozanlıkta AŞIK VEYSEL ŞATIROLU , yazarlıkta CEMİL MERİÇ 'in biyografileri bile başlıbaşına ödüllük hikayelerdir...
Spor dünyasından ödül rekortmenleri ve başarı abideleri NAİM SÜLEYMANOĞLU, HALİL MUTLU, KUBİLAY TÜRKYILMAZ, HAKAN ŞÜKÜR, RAHİM ZAFER, TONY SCHUMACHER, METİN OKTAY, BÜLENT UYGUN, FATİH TERİM, ERGÜN PEMBE, DENİZ HAKYEMEZ, BAHAR UNCU, OGÜN TEMİZKANOĞLU, HAMZA YERLİKAYA , YASEMİN DALKILIÇ , HAMİ MANDIRALI müzik dünyasından CEMAL REŞİT REY, MELİH KİBAR, ÇİĞDEM TALU, İLHAN GENCER , FECRİ EBCİOĞLU, ONNO TUNÇ, UZAY HEPARI, AYSEL GÜREL, ŞEHRAZAT, AJDA PEKKAN, NEŞE KARABÖCEK, MÜSLÜM GÜRSES, ORHAN GENCEBAY, TANJU OKAN, CEM KARACA, İLHAN İREM, BARIŞ MANÇO, ZEKİ MÜREN ve tabii ki SEZEN AKSU aklıma ilk gelen ve kesinlikle sinemaya aktarılması gereken isimler . "Zafere Kaçış" veya "Sınırları Aşmak" gibi filmleri ayıla bayıla izlemektense bahsettiğim isimlerin filmlerini görmek bana gurur verecektir...
İstanbula adım atan birçok ünlü ve birçok yönetmenin adının karıştığı ve bir türlü çekilmeyen ATATÜRK filminin çekilmesini , teknolojimiz ne kadar gelişirse gelişsin MEVLANA ve FATİH SULTAN MEHMET filmini , düşünceler ne kadar değişirse değişsin II.ABDULHAMİT, BEKTAŞ-I VELİ , NESİMİ, PİR SULTAN ABDAL, FARABİ, İBN-İ SİNA, MİMAR SİNAN ve Ecdad-ı Osmaniye'nin hiçbir kulunun hikayelerini yüz yıl daha Türk sinema perdesinde görebileceğimi zannetmiyorum . Özellikle Tolga Örnek ve Tomris Giritlioğlu'ndan umutluyum ama umarım ve dilerim ki ziyan olmaz bunca senaryo......
Cem Sertesen Belgeseli - Bir Latin Amerika Yolculuğu

Burjuvalar yüksek duvarlarla
Çevirmişler avlularını
Ama bir kiraz ağacı gördüm geçen gün
Dışarı uzatmıştı en çiçekli dalını
Cem Sertesen, Ataol Behramoğlu'nun şairce dillendirdiği o en çiçekli kiraz ağacıdır sinemamızın ve televizyonumuzun...
Yönetmen : Fatih Zora
Senaryo-Metin-Kurgu : Fatih Zora
Metin Okuması : Burak Varlık
Metin Düzenleme : Fatih Zora,Işılay Ekin Türkmen
Röportajlar : A.Murat Güven,Ahmet Yeşildere,Korkut Akın,Haluk Asar,Davut Dede...
Müzikler : Ecesu Sertesen,Gypsy Kings,Scret Garden,Thalia,Eleftheria Arvanitaki
Süre : 44.23
DWD Ekstra : Belgesele alınmayan Mesajlar-Kamera Arkası
24 Kasım 2008 Pazartesi
Filmlerden Seçme Sözler - II
* Tek cehennem yalnızlıktır demiştin (pedro amaro)
* İdare etmelisin, kendini bırakmamalısın kötü talihin de bir sonu vardır (tess)
* "Kötülükler neden cezasız kalır bilir misin? Çünkü bu dünya cehennemin ta kendisi." (Laure Ash - Öldüren Kadın - Femme Fatale)
* İnsan kaybedeceği şeye fazla bağlanmamalı (Cenneti Beklerken)
* Tanrı insana bir yetenek armağan ettiğinde yanında kırbacını da verir . Kendini ifade etmek için bu kırbaca ihtiyacın var . (Anne- annem hakkında herşey)
* Bir kral sevdiklerine acı vermeyi bilmelidir ve yalnızdır...(Büyük İskender)
* Biz karar verince değişim zaten başlar (ratotullite)
* Sahte alçak gönüllülüğü sevmem , çünkü yalanın başka türüdür.(ratotullite)
* Ülkeleri ve kadınları bununla mı ele geçireceksin ? (cesaretin varmı aşka-çocuğun pipisini gören kızın cevabı)
* Birşeyden yeterince korkarsanız olmasını sağlarsınız (sylvia)
* bir kez kurban olununca hep olunur . Yasa bu ! (tess)
* Hollywodda zirveye çıkmanın en çabuk yollarından biri zaten zirvede olan biri için çalışmaktır .Sistem birinin başarılı olana dek önce köle olması gerektiğini diktate ettirir... (köpekbalıklarıyla dans )
*_Ben halk için çalışırım, parti için değil _atma şimdi ( pedro amaro- belediye başkanı konuşması...)
* Hayalerini kontrol altına al yoksa deli damgası yersin(7. mühür)
* Kapa çeneni, dinle ve öğren (köpekbalıklarıyla dans )
* Belki de güçlüler nasıl yok oluyor diye düşünerek kendini avutabilirsin (tess)
* kuralları ben koymuyorum, kuralına göre oynuyorum işinde haksızlık mı yapılıyor ? büyü biraz düzen bu / insanlar seni kullanıyor mu ? büyü biraz düzen bu / kız arkadaşın seni sevmiyor mu ? büyü biraz düzen bu... (köpekbalıklarıyla dans)
* Hayatın boyunca kadınlardan kork , erkeklerden çok daha tehlikelidirler (Filippus – Büyük iskender)
* Kadın cevabı bilmiyormuş gibi yapmayı sever . Böylece soruları yokeder (o kadın)
* Çünkü hayat bir film değil!herkes yalan söylüyor…İyi adamlar kaybediyor ve aşk herşeyin üstesinden gelmiyor... (köpekbalıklarıyla dans)
* Dik başlılığın aptallığa dönüştüğü bir sınır vardır (tess)
* Para herşey değildir ama bir erkeği çirkinleştirdiği de görülmemiştir . (frenkie-jonny)
* Ne yöne dönersen dön gerin seni izler (7. mühür)
* Eğer akıllıysan güzelliğin solmadan dünyanın onu görmesine izin verirsin (tess)
*Başarının ne tadı ne kokusu vardır . Alıştığın zaman sana hiç yokmuş gibi gelir (oyuncu-annem hakkında her şey)
* Hayatın bu kadar sillesini yedikten sonra ona ünvanımı satarım . Ama uygun bir fiyata . (tess)
* Kadınlar...Onları cezbeden sadece bir şey vardır : başarı (köpekbalıklarıyla dans )
* Avuntu için sadece benim olacak bir güzelliğin peşine düştüm, kafirler gibi.... (nakkaş eflatun efendi-cenneti beklerken)
23 Kasım 2008 Pazar
Satacak Neyimiz Kaldı
Önce en önemsizleri sattık sonra en önemlileri
Sevinçlerimizi sattık ve sonrasında umutlarımızı
Çok değil bir lokma ekmek için söyleyin satacak neyimiz kaldı ?!
Eşini terkeden bir adamın sokak yaşamı ve deliliği...Karın tokluğunu giderebilmek için sevgiyi tamamiyle yitirişi...
Yönetmen : Fatih Zora
Oyuncular : Akın Mengütay-Ayşegül Kaygusuz-
Senaryo: Fatih Zora-Serhat Işık
Kurgu : Fatih Zora
Müzikler : Elya
Süre : 05.48
Yapım : 2008
DWD Extra : Kamera Arkası
Ruhi Sarı
Son dönem Türk sinemasının başarılı oyuncuları arasında kendine sağlam bir yer edinen Ruhi Sarı, Temmuz 1972'de Trabzon'da dünyaya geldi.
Orta okul ve liseyi İstanbul/Kartal'da okuyan Sarı’nın tiyatroyla tanışması ise lise tiyatrosuyla oldu. Tiyatro serüvenini lise biter bitmez Kartal’da Kartal Lisesi'nden mezun olan gençlerin kurduğu amatör tiyatro topluluğu olan Kartal Sanat Tiyatrosu’nda tiyatro eğitimi başlamış oldu. Yerleşik bir salona geçişle birlikte profesyonel tiyatroyla amatör ruhla işleyen profesyonel bir oluşumun içine girerken 1987 yılından bu yana "Kartal Sanat Tiyatrosu" oyuncusu olan aktör, bu tiyatroda sahnelenen ve aralarında "Ölüler Konuşmak İster"( M.Cevdet Anday ), Beyaz Cehennem (Yaşar Azaz) Bekçi (Muzaffer İzgü) "Abbas Yola Giden" ( Rıfat Ilgaz ) ve "Carrar Ananın Tüfekleri "nın (Brecht) da bulunduğu pek çok başarılı oyunda rol aldı.Sonra Selçuk Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Tiyatro Bölümünü bitirdi.
Göz Rengi Kahverengi olan ve orta derecede İngilizce bilen Ruhi Sarı'nın sinema serüveni, 1995 yılında Tunç Başaran'ın "Sen de Gitme Triandafilis" filmiyle başladı. Filmde Rıfat rolüyle izleyici karşısına çıkan oyuncu, bu filmdeki performansıyla Antalya Altın Portakal Film Festivali'nde "Yılmaz Güney Genç Yetenek Ödülü"ne, Adana Altın Koza Film Festivalî'nde "Yılmaz Güney Özel Ödülü"ne ve Ankara Film Festivali'nde "Umut Veren Erkek Oyuncu" ödülüne layık görüldü.
1997’de Unutmadım,Yalan gibi Tv dizilerinde yer alırken 1998 yılında Zeki Demirkubuz'un yönettiği " Üçüncü Sayfa "da Meryem karakterini canlandıran Başak Köklükaya ile başrolleri paylaşan Sarı, filmde Beyoğlu'nun eski apartmanlarından birinde parasızlık ve çaresizlik içinde sıkışıp kalmış İsa karakterini canlandırıyordu. Cengiz Sezici, Serdar Orçin gibi isimlerinde yer aldığı Mavi Filmcilik’e ait yapımda Yönetmen-Yapımcı koltuğunda Zeki Demirkubuz, Görüntü Yönetmeni Ali Utku, Kurgu Nevzat Dişiaçık idi . Ruhi Sarı bu filmdeki rolüyle de ÇASOD, Sadri Alışık ve O.M. Aırburnu "En İyi Erkek Oyuncu" ödüllerini aldı.
1999’a gelindiğinde Figüran, Zilyoner gibi dizilerde kendine yer bulan oyuncu 2000 yılında 12 Lejyoner, Şaşıfelek Çıkmazı dizilerinin yanı sıra bugün bğendiğimiz birçok yeteneği vizyonda sergileyen başarılı dizi Yedi Numara’da Satılmış Ballıoğlu rolüyle gönüllere taht kurdu .
1.75 boya ve 60 kiloya sahip Sarı, 2001 yılında gösterime giren Serdar Akar yönetmenliğindeki "Maruf "ta Meltem Cumbul ile başrol oyuncusu olarak yer aldı. Mehmet Selimoviç’in kitabı Alberto Rondalli tarafından Derviş filmi için uyarlanırken İspanyol aktör Antonio Buil Pueyo,Başak Köklükaya,Cezmi Baskın, Menderes Samancılar ile oynarken, dergahta eğitim gören, sürekli herşeyi sorgulayan genç derviş adayı Yusuf'u canlandırdı.
2001 bitmedenYeditepe İstanbul dizisinde Ömer rolünde, 2002’de beğenilen dizi Yarım Elma’da Huşenk
rolüyle oldukça beğenildi .
2002 Şubatında gösterime giren Tayfun Pirselimoğlu'nun yönettiği " Hiçbir Yerde " filminde de Zuhal Olcay'la birlikte kamera karşısına geçen aktör, tiyatro ve sinema çalışmalarının yanı sıra, televizyon dizilerinde de çeşitli roller aldı.
2003’de Sultan Makamı , Bakış dizilerinde ve Seyfi rolünde Haluk Bilginer'li Demet Akbağ'lı Neredesin Firuze filminde, 2004’de Haziran Gecesi dizilerinde, Saçsaça Baş başa dizisinde Kamil, Ruhun Duymaz’da Zarif rolüyle, 2005’de yıllar sonra birbirine kavuşan Alman-Trabzonlu iki kardeşin öyküsünü anlatan Alanya Almanya dizisinde Itır Esen ile birlikte Adem rolüyle, Hırsız Polis, Çarpışma’da Ali rolüyle , AB’nin Yolları Taştan 2006 yılında ise Kuartet ve Ezo Gelin’de izledik Ruhi Sarı'yı...
2007 yılında senaryosu Yavuz Turgul'a Yönetmenliği Ömer Vargı'ya ait, Şener Şen,Kenan İmirzalioğlu,Aslı Tandoğan,İsmail Hacoğlu ile Kabadayı filminde rol aldı.
İnan Temelkuran'ın yazıp yönettiği Made in Europe filminde Ali rolünü oynayan Sarı, her tür role başarıyla uyum sağayan yetenekli bir oyuncu...
RUHİ SARI'dan Sözler :
"Ben hep elimden geldiğince değişmeye, oynadıklarımla tekrara düşmemeye ve farklı karakterlere girmeye çalıştım. Sanırım bunları yaparken de hep iyi yapımların içinde oldum. Bunun avantajları çok tabi… Bir kere hep usta oyuncular ve iyi yönetmenler oldu yanımda. Çalışırken çok şey öğrenme ve kendimi geliştirme şansı elde ettim. Tabi ki iyi yapımların içinde bulunmak sizi sonrasında daha dikkatli adımlar atmaya zorluyor. Bu hem iyi hem de zor bir şey. Çünkü her şeyi beğenmemeye başlıyorsunuz, eğer kötü bir yapıma başladığınızı hissediyorsanız acı çekmeye başlıyorsunuz ki bu bir oyuncu için kötü bir durum."
"Bana bir rol geldiğinde küçük adam, büyük adam gibi bir ayrımım yok. Karakterle kendi bedenimi karıştırabilirsem ya da kendimi ait hissedersem, projede olmak istiyorum. Tüm alt metnini düşünüyorum, içine sadece Ruhi'nin bedenini katıyorum. O yüzden dikkat çekiyor"
"Okulda bitmiyor ki eğitim. Hayatın içinde yaşarken oynadığımız her oyunda, çalıştığımız her sette sürekli yeni bir şeyler öğrenmeye devam ediyoruz. Oyunculuk eğitimi için okul şart değil tabi ki ama bu işi dert edinmek ve her gün üstüne yeni bir şeyler koymak ve etrafınızda olup bitenlere sürekli ilgili olmak zorundasınız. Yani tabi ki eğitim şart, nerde nasıl olursa olsun gelişmek şart"
İzzet Günay
Koltuğuna kurulup acımasızca eleştirenler, eski bir filmi izlerken hatalarla alay eden o küstahlar değil ; bir fotoğraf çekmenin bile ne kadar ustalık olduğunu, bir film çekmenin ne kadar zorlu olduğunu bilenler daha iyi anlayacaktır bu biyografiyi . Duyun da inanın kulaklarınıza...
Türklerin Sinema yapamadığını idda edenlere tokat gibi filmler çekildiği, yeşilçamın fırtınalar estirdiği yetmişlerde -belki yaşıtlarımız inanamayacaklar ama- Red Kit filminde o vardı...
Kadınların hayata bir uçtan tutunduğu ve erkeksileştiklerini irdeleyen Şöför Nebahat gibi filmlerde o vardı...
Lütfi Akad'ın yönetip Safa Önal'ın senaryosuyla ödül aldığı filmi Türkan "Sultan"lı Vesikalı Yarim'de Memduh Ün'lü Ağaçlar Ayakta Ölür'de Ltfi Akad'lı Anneler ve Kızları'nda o vardı..
Fatma Girik ile 14, Türkan Şoray ile 12 ve Hülya Koçyiğit ile 11 filmde birlikte oynayan
oydu...
21.08.1934'de bu gezegenin nadide çiçeği İstanbulda yaşamaya, 1958'de bir gazete ilanıyla Kırık Plak filminde Erol rolüyle sinema hayatına başlayan ,63 yapımlı Barut Fıçısı filminde Osman, 64 yapımlı Asvalt Rıza filminde Cumhur gibi pekçok rolü hakkıyla veren biriydi o... Zeki Müren'li Belgin Doruk'lu Kırık Plak filminde oynayan, Sadri Alışık, Kartal Tibet, Filiz Akın ile birlikte rol alan isim oydu...
1964 Altın Portakal film festivalinde En İyi Erkek Oyuncu Ödülünü Memduh Ün'ün yönetip Yıldız
Kenter ve Hulusi Kentmen'in oynadığı AğaçlarAyakta Ölür filmindeki oyunculuğuyla alan oydu...
Türk sinemasının 100'den fazla filmde o vardı...
Bir takvim yılına birçok yeşilçam filmini sığdırırken 1981'de Unutulmayanlar'dan sonra vizyondan çekilip 14 koca yıl aradan sonra 1995 yapımlı Bay E filmiyle geri döndü .
Yadigar (2004) ve Aşka Sürgün (2005) gibi dizi yapımlarında da oynayan Günay, bizim rüyamızda göremeyeceğimiz rekorları aştığından ötürü Yeşilçam için emek vermiş birçok isim gibi saygıyı hakeden ouncularımızdan...


Marion Cotillard

Türkiye’de özellikle Milord şarkısıyla sevilen Edith Piaf’ın hayatını anlatan Kaldırım Serçesi filminde görünce gözlerimize inanamamış, Taxi filmindeki Peugeout’lardan sora hayranlıkla izlediğimiz Marion’u tanıyamamıştık . İşte bu defa okuyacaklarınız onun biyografisi….
Doğum : 30 Eylül 1975 Paris – Fransa
Babası : Jean Claude Cotillard'ın oyuncu ve yönetmen
Annesi : Niseema Theillaud oyuncu,drama öğretmeni
Eğitimi: Konservatuvar Art Dramatique d’Orléans.
İlk Deneyim : Babasının tiyatrosunda tiyatro oyununda sahneye çıktı .



Filmografi:
1993 Nowhere to Run (TV episod) - Lori Bellian rolü
1994 Extrême limite ( TV Serileri)
1994 Histoire du garçon qui voulait qu'on l'embrasse, L' – Mathilde rolü
1996 Chloé (TV) – Chloe
1996 Belle verte, La – Macha
1998 Interdit de vieillir (TV dizisi ) .... Abigail Dougna
1998 Taxi – Hız Tutkunu Daniel’in uzatmalı sevgilisi Lilly Bertineau
1999 Furia – Elia rolü
2000 Marquis, Le
2000 Quelques jours de trop
2000 Taxi 2 – Daniel’in eşi Lilly Bertineau
2001 Heureuse
2001 Lisa – Lisa’nın gençliği
2001 Boomer - Mme Boomer rolü
2001 Jolies choses, Les - filmindeki Marie'yi canlandırmak için aylarca müzik eğitimi aldı ve filmdeki iki şarkıyı kendisi seslendirdi. Öte taraftan bu filmin senaryosunun yazımında bulundu.
2002 Une affaire privée - Clarisse Entoven rolü
2003 Taxi 3
2003 Jeux d'enfants ( Love Me If You Dare – Cesaretin Varmı Aşka) Polonya uyruklu Sophie Kowalski rolü
2003 Big Fish – Tim Burton filminde Josephine
2004 Innocence (Masumiyet) - Mademoiselle Eva
2004 A Very Long Engagement ( Kayıp Nişanlı-Un long dimanche de fiançailles) Jean Pierre Jeun
et’in Audrey Tatou’yu yıldızlaştırdığı 1.Dünya savaşı filminde Tna Lombardi rolünde
2005 Cavalcade – Alize rolü
2005 Edy – Celine rolü
2005 Ma vie en l'air ( Havada Aşk Var) Alice rolü
2005 Mary – Juliette Binoche’lu filmde Gretchen Mol rolü
2005 Sauf le respect que je vous dois – Lisa rolü
2005 Boîte noire, La - İsabelle Kruger/Alice rolü
2006 Dikkenek – Nadine rolü
2006 Fair Play – Nicole rolü
2006 A Good Year ( İyi Bir Yıl) – Ridley Scott’ın Gladyatörden sonra Russel Crow
e ile çalıştığı bu filmde Marion “Funny” rolünde
2007 La Vie En Rose ( La Mome - Kaldırım Serçesi) Edith Piaf rolünde . “Bu benim hayatımın rolü” dediği bu filmde ödül kazanınca Nicola Sarkozy, yayımladığı mesajda, Cotillard’ın kazandığı ödülün, “Fransız sinemasının başarısını da gösterdiğini” belirtti.
2009 Nine – Nicole Kidman, Penelophe Cruz,Sophia Loren,Kate Hudston’lu güzeller geçidi filmde Luisa Contini rolü
2009 Public Enemies


Ö
dülleri:
1998 French Academy of Cinema - Most Promising Young Actress "Taxi"
2001 French Academy of Cinema - Best Female Newcomer "Jolies Choses"
2007 African American Film Critics - Best Actress " La Vie en Rose"
2007 Boston Film Critics Association - Best Actress "La Vie En Rose"
2007 Broadcast Film Critics Association - Best Actress "La Vie En Rose"
2007 Chicago Film Critics Association - Best Actress "La Vie En Rose"
2007 Detroit Film Critics Society - Best Actress "La Vie En Rose"
2007 Golden Globe - Best Actress " La Vie En Rose"
2007 Golden Satellite Award - Best Actress "La Vie En Rose"
2007 Los Angeles Film Critics Association - Best Actress "La Vie en Rose"
2007 National Society of Film Critics - Best Actress "La Vie en Rose"
2007 Screen Actors Guild - Best Actress "La Vie En Rose"
2008 Academy Awards - Best Actress "La Vie en Rose"







Palyaço
Sevdiğiniz ancak karşılaşmaya bile gücünüzün yetmediği birisini birkez olsun görebilmek için neler yapardınız ? Yollar aşıp palyaço kılığına girer miydiniz? Diyelim ki göyle birşey yaptınız, onunla karşıkarşıyasınız, ne yapardınız? Aşk için neleri göze alırdınız?
Velga Film'in 2. kısafilmi Palyaço, aşkı ve cesareti sorgulamakta...Starımız Özge Yıldırım yine övgü alan performansıyla mest etmekte...
Yönetmen-Senaryo : Fatih Zora
Oyuncular : Özge Yıldırım - Sertaç Güngör
Süre : 5.48
Yapım 2007
Amanda Peet


11.01.1972 New York doğumlu avukat Charles Peet ve Penny Peet'in kızı Amanda 1995'de Kolombiya Üniversitesi Tarih bölümünü okudu.
1996da Güzel Bir Gün, İşte Aradığım Kız, Griffin & Phoenix, 97 yılında Touch Me (dokun bana) 98de Çapraz Hayatlar filmlerinde oynadı .
99 yılında önce Simply Irresstible filminde, sonra Peter M.Cohen'in Whipped(kadın isterse) 89dk'lık filminde oynadı .Bu filmin setinde tanıştığı aktör Brian Van Holt ile birliktelik yaşayan Peet 2000de
People'ın 50 En Güzel İnsanından biri seçildi.
Yine 200 yılıda Komşum Bir Katil,Takedown ve Muhteşem Bir Kadın filminde oynadıktan sonra Roger Michell'in yönettiği 2002 yapımlı Changing Lanes filminde Ben Affleck ve Samuel L.Jackson ile rol aldı.Aynı yıl Carl Franklin'İn Hing Crimes(büyük Günahlar) filminde Morgan Freeman ve Ashley Judd'un gölgesinde kalsa da James Mangold'un 2003 yapımlı İdentity(kimlik) filminde ve Howard Dutch'un The Whole Ten Yards (Katil Komşum Geri Döndü) filminde kendini gösterdi .
Jack Nicholson,Diane Keanton ve Keanu Reeves'ın oynadığı Nancy Meyers yönetimindeki 2003 ABD yapımlı Something's Gotta Give(aşkta herşey mümkün) filminde "Marin bery", George Clooney ve Matt Demion'un oynadığı 2005 yapımlı Syrina filminde "Julie woodman" rolünü oynadı .
Nigel Cole'un yö
nettiği A Lot Like Love(aşk gibi birşey) filminde Ashton Kutcher ile başrol oynayan Peet, Martian Child (Merhaba dünyalı) filminde Harlee rolündeydi .
Genelde Amerikan usülü komedi filmlerinde rol alan Amanda Peet Tv dizisi The X Fİles'ın sinema versiyonunda 2008'de Dakota Whitley rolüyle izleyici karşısına geçti .
Gülüşü ve büyük dişleri tescilli olan aktrist Jolie kadar adından söz ettirmese bile sinema dünyasında adından daha çok bahsettirecek isimlerden...
Monolog
Biraz tiyatro biraz Nietzsche biraz gerçeklik biraz soyutluk...Tek mekanda sabit kamera açısıyla özgün bir deneme...
Yönetmen : Fatih Zora
Oyuncular : ÖzgeYıldırım
Yapım : 2006
Süre 06.02
Gael Garcia Bernal


Travesti edebiyatı yapmaktan pek bir hoşnut Polanski’nin şu
La Mala Education (Kötü Eğitim) filminin bir karesinde kamera bir kadının kalçasından başlayıp yukarıya doğru yavaşça tild yaparken içinizi gıdıklıyor. Sahnede olağanüstü güzellikteki sarışın kadın parmakları arasındaki kırmızı karanfille tanıdık bir şarkıyı dudaklarını büzüştüre büzüştüre söylüyor : “senden, benden, bizden..”
Kadın o kadar büyülüyor ki içinizde o kadının adını film sonundaki fragmanlardan öğrenip ola ki günlerden bir gün güzelliğin tanımı sorulduğunda bilgece onun adını söylemeye can atıyorsunuz .Neyse ki filmin daha sonuna gelmeden acı gerçeği kavrıyor Polanski’ye ve filmin makyajcısına muazzam başarılarından dolayı bildiğiniz tüm küfürleri sayarken yıkı
lıyorsunuz ve zaten filmin sonunda şu yazı çıkıyor : Gael Garcia Bernal .
Gael, 30 kasım 1978'de Guadalajara Meksika'da (başka bir siteye göre Zapopan, Jalisco, México)’da, aktör olan Jose Angel Garcia ile Patricia Bernal’ın oğlu olarak dünyaya geldi. Oyunculuk kariyerine 11 yaşındayken Salma Hayek'le beraber “Teresa” adlı pembe dizide “Peluche rolü” ve 1992’de “El Abuelo Y Yo” adlı televizyon şovuyla “Daniel” rolüyle başladı. Daha sonra kısa filmlerde yer alan Bernal, Antonio Urrutia'nın, 1996 yılında kısa film dalında Oscar Ödülü'ne aday gösterilen “De Tripas Corazon”da “Martín” rolü ve Rodrigo Pla'nın “El Ojo E La Nuca” adlı filmlerinde de rol aldı.
Daha ilk operasını oynarken 19 yaşında olan yetenekli oyuncu 1996 'da Londra’daki Lisan ve Drama Okuluna(central school of speech and drama) kaydını yaptırdı. Bu okul dünyada ün y
apmış bir drama okuluna kabul edilen "ilk" meksika'lı olmuşur . Bernal Öğrenimine devam ederken para kazanabilmek için inşaatlarda çalıştı. Cuba Libre adını taşıyan bir kokteyl barda barmenlik yaptı.
2000 yılında “El ojo en la nuca” adlı kısa filmde “Pablo” ve aynı yıl “Cerebro” adlı kısa filmde “Iván” rolünde oynadı .
29 haziran 2001'de çakışan üç hikayeyi birarada kurgulayan Alejandro González Iñárritu filmi Paramparça Aşklar Köpekler-Amores Perros vizyondaydı ve Emilio Echevarría, Goya Toledo, Álvaro Guerrero, Vanessa Bauche isimleriyle birlikte onun da adı yazıyordu . Bu film ile uluslararası Film Festivali en iyi oyuncu ‘Silver Hugo’ ödüllerini kazanan aktör T
he Last Post(2001)Ojo en la nuca,El(2001),Vidas privadas(2001),Gustavo 'Gana' Bertolini(producción argentina)Sin noticias de Dios (Bendito infierno-2001),Davenport (producción española)dizilerinde oynadı .
2001'de Alfonso Cuarón ve Carlos Cuarón'dan Natalie Imbruglia müzikleriyle bütünleşen Y Tu Mamá También filminde rol aldı.Türkiye'de Bağımsız Filmler Festivali'nin ilkinde gösterilen film, pek çok ödülün de sahibi oldu. 2001 Venedik Film Festivali Marcello Mastroianni Ödülü Gael’in oldu.
Lily and the Secret Planting (2002-producción estadounidense) ve Fidel(mini TV dizisi TV-2002)'de Ernesto "Che" Guevara'yı oynayan aktör Carlos Carrera'nın El Crimen Del Padre Amaro(Günah) filminde Rahip Amaro rolüyle performansının üstüne çıktı .
2003'de Jon Sherman'ın Aşk Kapıyı Çalınca-I'm with Lucy filminde Monica Potter,Craig Bierko,Linda Halaska ile oynadı . Aynı sene Dreaming of Julia(Cuba Libre-2003)dizisinde Ricky ve Dot the I(Obsesión-2003)dizisinde Kit Winter rolünü oynadı.
5 Kasım 2004'de Fidel rolünden sonra yine uzun metrajda bir Che rolü elde ettiği Walter Salles'in 128dklık filminde ününe ün kattı.
Pedro Almodóvar'ın din-eşcinsellik kavramlarını işlediği Kötü Eğitim -Bad Education filmindeki performansından sonra The King(2005)dizisinde Elvis ,The Science of Sleep dizisinde Stéphane rolündeydi.
Bernal 2006'da Michel Gondry'i senaryosunu yazıp yönettiği Rüya Bilmecesi-La Science des rêves filminde ve yine Alejandro González Iñárritu'nun dillere dolanan Babel filminde boy gö
sterdi . Cate Blanchett,Brad Pitt (Richard),Kôji Yakusho (Yasujiro), Fernandez Mattos Dulce gibi isimlerin renk kattığı film İnarritu'nun en etkili filmiydi .
Böylesi bir yakışıklıyı genç kızların avuçlarından kapan ise ünlü oyuncu Natalie Portman oldu.
Gael'den Sözler :
“Sırf oynamış olmak için film yapılmaz.”
“Hayatın gerçek anlamı insanın yaptığı işten keyif almasıdır. İlgimi çeken öykülerde oynamak bana inanılmaz keyif veriyor. Hayatımdan da, yaptığım işten de zevk alıyorum.”
“Bana teklif edilen roller açısından her zaman çok şanslı oldum” diyor Bernal, “Açıkçası ‘Amores Perros’ ile çok iyi bir başlangıç yaptım. Inarritu beni tiyatro oyununda görmüş, şans vermeye karar vererek büyük rollerden birisini teklif etti. O film tüm dünyada hepimizi şaşırtan çok büyük başarı kazandı.”
"Amores Perros’tan beri daima seçici olmaya çalıştım”
"Bugüne kadarki en zor iki rolüm, ‘The Motorcycle Diaries’ ve ‘Ba
d Education’daki rollerim oldu. Che Guevara’yı oynamak büyük sorumluluk gerektiriyordu. Ayrıca çekim koşulları da oldukça zorluydu. Ancak benim gibi henüz 25 yaşında olan bir a
ktör için çok güzel bir duygusal yolculuk oldu.”
“Şöhreti ben istemedim ama farklı öyküler anlatabilme ve sevdiğim işi sürdürebilme lüksünü bana getirdi. Bu yüzden şikayet edemem. Doğrusu biz aktörler çok talihli insanlarız.”
Cinsel potansiyeli yüksek bir ergen,Meksikalı uyuşturucu tacirleriyle işbirliği yapan şehvet düşkünü rahip,travesti,Fidel,Che yada herhangi bir rol... İşte Bernal'i el üstünde tutmak için bir sebep. Dikkat edin, bu çocuk
daha çok iş yapacak...


