9 Mart 2009 Pazartesi

Dünyayı Yöneten Kadınlar

Oldukça büyük bir senaryo boşluğu var sinemada, hepiniz farkındasınızdır bu durumun... "Marvel" kahramanları ve onun tekrarları da olmasa gece dışarı çıkıp bilet ve patlamış mısır almanın tadı kalmayacak . Halbuki özellikle siyasi arenada çok iyi hikayeler var . Bunu demişken "300 Spartalı" filmi gibi "tarihi saptıracak kadar abartılı" bir yapımdan bahsetmiyorum . "Titus" gibi "İskender" gibi "Sezar" gibi bol çatışmalı erkek egemenliğinden de... Söylemek istediğim kadınların egemenliği...


Kadınlar "Amazon"luğu asırlar önce bırakıp kendilerine özen göstermeye başlayalı Dünyamızda çok şey değişti . Bu değişimde onlar da kendilerine bir yer buldular . Ancak buldukları yer "2.plan"a itilmekti ; "bulaşık , çamaşır , çocuk bezi , alış-veriş , gezek ve dedikodu" kelimeleri arasında bir düzen kurmuşlardı... Günümüzde ise kadınlar devletin zirvesine göz diktiler ve onların koltuklarına kuruldular. Oldukça dikkat çekici işler de yapmaktalar doğrusu .

88 yıllık komşumuz Yunanistan'ın siyasi hayatına damga vuran Bakoyannis bunun iyi bir örneği. Siyasetin içindeki bir babanın kızı olması , iyi derecede Almanca, İngilizce ve Fransızca bilmesi , Albaylar Cuntasının darbesi sebebiyle ailesiyle Paris'e kaçışı , ardından evlendiği milletvekili kocası Pavlos'un suikastle öldürülmesi... Ve doğduğu 1954'den bu yana siyasetle dolu bir yaşama sığdırılan Belediye Başkanlığı , Kültür Bakanlığı , Dışişleri Bakanlığı gibi birçok zolu mevkiide başarılı görevler... Özellikle Cumhurbaşkanımız Abdullah Gül'ün Dışişleri bakanlığı yaptığı dönemlerde oldukça samimi olması sebebiyle dikkatimizi çeken Bakoyannis, Yunanistanda daha fazla iş yapacak gibi görülmekte .

İsrail ve Suudi Arabistan arasında kalmış , bebek ölüm oranının %20.36 olduğu Monarşik Ürdün'ün "kanla karışık coğrafya" arasında hayatta kalma mücadelesinde Kral II.Abdullahın her daim yanında olabilmesi , özellikle dışişlerinde Ürdün'ün bizzat vizyonu olabilmesi , dört çocuk yapıp da hala büyüleyici güzelliğini ve zerafetini koruyabilmesi , kıyafetleri ve tüm davranışları ile "gerçek bir kraliçe" olan 1970 dolumlu genç Raina el Abdullah'ın en belirgin özellikleri . Kraliçe Raina bence Ürdün'ün "Evita"sıdır ve "Ortadoğuya elbet birgün gelecek olan barış"ın en önemli "ikona"sı olacaktır...

İçilerinde oldukça karışık olan Ukrayna'da 2004 seçimlerine hile karışması ile başlayan ve 2005'e kadar süren olaylardan sonra iktidarın rengi "Turuncu" olmu
ştu . Üstelik cumhurbaşkanı seç ilecek olan Viktor Yuşçenko zehirlenerek yüzünde gözle görülen yaralanmalar oluşmuştu . İşte böyle bir dönemde , gaz endüstrisinde başarılı ve zengin olmuş işkadını Yulia Volodımırıvna Tımoşenko "Güç aramıyorum, sadece ülkemi yeniden canlandıracak politikayı sunuyorum" diyebilmiş, Turuncu devrimin önderi olmuş ve 2005'te zaferini ilan ederek başbakanlığa erişmiştir . 2005 yılında Forbes dergisi tarafından "Dünyanın en güçlü 3. kadını" ünvanını kazanmıştır üstelik..

Bir de araba parçalamaktan uzak ülke parçalamaya yakın "sahici Bond" hikayesi var . Ortadoğunun fitili İsrail'de, Dünyanın en güçlü istihbarat teşkilatı MOSSAD'ın 35000 gizli ajanından birisiyken siyasete atılıp Kadima lideri olarak ülkenin başbakanı oldu Tzipi Livni ."Büyük İsrail" planları için terör eylemleri düzenleyen İrgun örgütünün lideri olan babasının izinden giden Livni hala İsrail'in en önemli kadınlarından biri.. Başarısı "kan"la yazılan, üstelik İsrail yönetimine, Ortadoğuya ve yeri geldiğinde tüm Dünyaya meydan okuyan bir kadın o...

Kadınlar hep böyle olacak değiller ya , siyasette "magazin" gücü elde edenler de var . "Sarkozy'in melekleri" buna iyi bir örnek . Fransa gibi bir sömürge seven ülkede Fas asıllı olup da Adalet bakanlığı mertebesine kadar yükselmişti Rachida Dati . Ancak bekar olduğu halde bir çocuğunun olması ve çocuğun kimden olduğunun bilinmemesi Dati'nin kariyerini oldukça etkiledi . Sperm bankasına gittiği, Spor Bakanı ile sarhoşken yakınlaştığı gibi birçok iddia onu yıprattı . Ancak en büyük iddia çocuğun babasının Sarkozy olması ihtimalidir . Çünkü Osmanlı'ya sığınmış Seferad Yahudi bir büyükdedenin torunu olmasına karşın Türkiye'yi özellikle "sözde Ermeni soykırımı" konusunda karşısına almaktan çekinmeyen (!) "Nicolas, Paul, Stéphane Sarközy de Nagy-Bocsa" yani Fransa cumhurbaşkanı Nikolas Sarkozy'in İtalyan eski mankeni Carla Buruni ile evli olması da bu ilişkiyi oldukça karıştırmakta . "Sömürge ülkeyi temsil eden bir kadın ile şarkıcı olan güzel ve sansasyonel bir manken arasında kalmış yakışıklı olmayan bir cumhurbaşkanı" hikayesi oldukça enteresan ve sonu merak edilen bir senaryo .

Hürrem Sultan, Eva Peron, Kraliçe Elizanbeth, Eva Braun, Wu Yi gibi kadınların yerini Condoleezza Rice, Monika Lewinsky, Hillary Rodham Clinton, Ho Çing, Angela Merkel ve birçok siyasetçi kadın aldı . Sinema dünyası da bu kadınları farketmeli ve onları beyazperdeye yansıtabilmeli diye düşünmekteyim....

0 yorum:


Free Blogspot Templates by Isnaini Dot Com. Powered by Blogger